İşitme Kaybı Nedir? Neden Önemli Bir Sağlık Sorunudur?
Her çocuğun işitebilmesi ve konuşmayı öğrenebilmesi, onun en temel hakkıdır. İşitme kayıpları, çocuğun ana diline özgü sesleri oluşturarak konuşmasını geciktiren ve bozan en önemli faktördür. İşitme kaybıyla doğan ya da doğduktan sonra herhangi bir nedenle işitme kaybı yaşayan çocuklar, vaktinde teşhis edilir ve rehabilitasyon programlarına alınırlarsa, gelişimlerinde yetersizlik yaşamazlar. Burada bahsedilen gelişim yetersizlikleri; psikolojik ve sosyal gelişimin yanı sıra, çocukların eğitim hayatlarını da olumsuz olarak etkileyebilecek yetersizliklerdir.
İşitme Kaybı Ne Sıklıkla Görülmektedir?
Yenidoğan her 1000 bebekten 1 ila 3’ü işitme kaybıyla doğmaktadır. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran binde 6’ya çıkmaktadır. Buna göre ülkemizde yıllık 1800-2500 yenidoğanın işitme kaybı ile doğduğu belirlenmiştir.
Yenidoğan İşitme Taraması Programı Neden Var?
İşitme kaybıyla doğan ya da doğum sonrası dönemde işitme kaybı olan çocukların erken dönemde tespit edilmesi, uygun tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarının yapılması amacıyla Bakanlığımız tarafından Yenidoğan İşitme Taraması Programı yürütülmektedir. Bu program sayesinde, işitme kaybı yaşayan çocukların sosyal, bilişsel ve dil gelişimleri olumsuz olarak etkilenmeden, en uyumlu şekilde topluma karışmalarının sağlanması, sağlık personeli ile toplumun bu konuda duyarlılığının ve bilinç düzeyinin artması amaçlanmaktadır. Hedefimiz doğumu takiben 6 ay içinde işitme kayıplı çocukların tespit edilmesi ve tedavilerinin başlatılmasının sağlanmasıdır.
Yenidoğan İşitme Taraması Ne Zaman Yapılmalı?
Yapılan araştırmalar işitme kaybının saptanması bakımından en kritik dönemin “yeni doğan dönemi” olduğu yönündedir. O yüzden doğumdan sonra, hastaneden taburcu olmadan önce bebeğe mutlaka işitme testi yaptırılmalıdır. Eğer doğum sağlık kuruluşunda gerçekleşmediyse doğumdan sonraki 3 gün içinde işitme taraması yaptırılmalıdır.
Bebeklere İşitme Taraması Yapılmazsa Ne Olur?
Bebekler hayatının ilk iki yılında beden ve zihin yönünden hızlı bir gelişim dönemi yaşarlar. İnsanlarda kullanacakları dilin temeli; o dile özgü seslerin işitilmesi ve konuşmaların dinlenmesiyle oluşur. Konuşma ve dil gelişimi doğumdan itibaren 4 yaşına kadar devam etmektedir. İşitme taraması yapılarak erken teşhis konup ve erken rehabilite edilen bebeklerin dil gelişimine paralel olarak; zihinsel sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu yönde etkilenir. Doğduktan sonra en geç altı ay içinde işitme engeli teşhisi konan ve işitme cihazı uygulanıp özel eğitime alınan bebeklerin konuşma becerisi, normal yaşıtlarına benzer seviyede gelişebilir. İşitme engeli ile doğan bu engeli fark edilmeyen bebeğin dil gelişimi durur ve bununla birlikte zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimi yavaşlar.
İşitme Kaybı Şüphesi Olan Bebeklere Neler Yapılıyor?
İşitme kaybı yaşadığı düşünülen bebekler bir üst merkeze sevk edilirler ve bu bebeklere ileri düzeyde işitme testleri uygulanır. Eğer işitme kaybı tanısı alırlarsa, o zaman kaybın türüne ve nedenine göre tedavi seçenekleri belirlenir. Bazı bebekler ilaçla tedavi edilebilirken, bazılarının ise işitme cihazı ya da koklear implant denilen biyonik kulağa ihtiyacı olabilir. Bu nedenle bebeklerin, doğumdan sonraki ilk 1 ay içinde tüm taramalarının yapılması, 3 ay içinde varsa tanılarının koyulması ve gerekiyorsa 6 ay içinde cihaz kullanmaya başlamaları gerekmektedir.
İşitme Cihazı Nasıl Uygulanıyor? Sürekli mi Takılması Gerekiyor?
İşitme cihazlarının sürekli takılması gerekir. Sadece bebek ya da çocuk uyurken çıkarılmalıdır. Eğer her iki kulak için de cihaz kullanılması gerekiyorsa mutlaka her ikisi de takılmalıdır. Ayrıca cihaz kullanan bebek ve çocukların aileleri ile birlikte özel eğitim almaları da gerekmektedir.
Kaynak: https://tektiklabilgielinde.saglik.gov.tr/bebek-anasayfa